top of page

Yapay Zeka ve İstihdam

  • Zeynep Ses
  • 18 Oca 2024
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 26 Eyl 2024

Arkadasında belli belirsiz şekiller olan masa başı iş yapan takım elbiseli bir adam

Yapay zeka, gelecek yıllarda iş dünyasıyla iç içe geçtiğinde, iş kolları ve istihdam üzerinde değişiklikler ve çeşitli etkiler yaratacağı aşikar. Teknolojinin bu düzeyde ilerlemesi, geleneksel meslekleri alışılagelmişin dışına çıkarmaya yavaş yavaş hazırlanıyor diyebiliriz . Yapay zeka, veri analizi, hızlı öğrenme ve otomatik karar verme gibi özellikleriyle işleri daha hızlı ve pratik hale getirebilmektedir. Bazı alanlarda insanın yerini tutabilme ve hatta daha iyi sonuç çıkarabilme yanıyla da istihdamın dinamiklerini değiştirme riskini taşımaktadır. Bu yazıda, yapay zeka ve istihdam arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışacağız ve bahsettiğimiz teknolojik dönüşümün iş dünyasına ve çalışanlara olan olası etkilerini inceleyeceğiz.

Öncelikle elimizdeki kavramın ne anlama geldiğini ve prensiplerinin ne olduğunu anlamamızda fayda var. Yapay zeka tanımı teknoloji ilerledikçe karşımıza hep aynı şekilde çıkmayabilir. Yapay zeka, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrollü robotun genellikle akıllı varlıklarla ilişkili görevleri yerine getirme yeteneğidir. Bu terim sıklıkla akıl yürütme, anlam keşfetme, genelleme veya geçmiş deneyimlerden öğrenme gibi insanlara özgü entelektüel süreçlerle donatılmış sistemler geliştirmek amacıyla kullanılmaktadır. Üzerinde durduğumuz bu teknoloji; veri analizi, öğrenme algoritmaları, problem çözme ve verilen görevleri yerine getirebilmesi ile karşımıza çıkar. AB Komisyonu, 2019 yılında yayınladığı “Güvenilir Yapay Zeka İçin Etik İlkeleri” ile yapay zekanın ortaya çıkarabileceği temel sorunlara işaret etmiştir. Güvenilir yapay zekanın oluşturulmasına ve uygulanmasına yönelik bazı temel gereksinimler üzerinde durulmuştur. Bunlar: İnsan unsuru ve gözetim, teknik sağlamlık ve güvenlik, hesap verebilirlik, gizlilik ve veri yönetimi, toplumsal ve çevresel fayda, şeffaflık, ayrımcılık yapmama ve adalettir. Gelecekte bu teknoloji ile sürekli iç içe olacağımızı düşünürsek bahsedilen ilkeler doğru kullanım için oldukça önemli bir rol oynamaktadır.

Teknolojinin aşırı düzeyde olduğu bir şehir resmi

“Endüstri 4.0” basitçe çeşitli iş kollarının dijitalleşmeye evrilmesi olarak adlandırılabilir. Günümüz için oldukça önemli olan bu değişim yapay zeka uygulamalarını da elbette ki içinde barındırır. Neredeyse birçok sektörde görmeye başladığımız ve gelecekte kesin olarak daha çok karşılaşacağımız bu yenilikler pek çok alanı kapsar. Fabrikalarda hata payını en aza indirmek, bakım ve kontrol adımlarını hızlandırmak için bu tarz işlerde tercih edilebiliyor. Sağlık alanında da hasta bakımı, tanı konulması, cerrahi operasyonlar gibi işlemlerin hızlı ve doğru bir şekilde sağlanması için yapay zeka kullanılmaya başlandı ve artacak diyebiliriz. Finans sektörüne de baktığımızda risk ve veri analizi, müşteri hizmetleri gibi görevlerde uygun bir seçenek olduğunu söylememiz gerekir. Bu örnekler dışında birçok sektörde de yapay zeka kullanmaya başlanmış ve gelecekte daha çok yer kaplaması büyük ölçüde muhtemel gözüküyor.

Yapay zeka, komut olarak aldığı görevleri başarılı bir şekilde yerine getirdiğinden ve ilerde daha da gelişmiş bir hal alacağından birçok mesleği dönüştürme potansiyeli var. Örnek kullanımlarını ve başı çektiği alanları saydık. Ancak, geçmişteki bazı devrim ve dönüşümlere bakarsak en benzer örneği sanayi devriminin birçok insan emeği gerektiren işi yok etme raddesine getirmesine rağmen farklı alanlarda iş imkanı sunmasıdır. Benzer olarak yapay zekanın getirileri yeni beceri setlerine odaklanan ve insana özgü nitelikleri gerektiren meslekleri ortaya çıkarabilir. Günümüzden yorum yaptığımızda geleceğin iş dünyası, hızla evrilen teknoloji ve endüstri dinamikleri nedeniyle kesin olarak tahmin edilebilir değil. Yine de her koşulda şunu söyleyebiliriz ki bireylerin esneklik ve çok yönlülük yeteneklerini kazanması, gelecekte farklı sektörlerde ve değişen koşullarda başarılı olabilmeleri için bir gerekliliktir. Teknolojinin hızlı evrimi, dijital becerilerin önemini artırmaktadır. Kodlama, veri analizi, dijital iletişim becerileri, geleceğin iş dünyasında gerekli olan temel yetenekler arasında yer almaktadır. Dijital okuryazarlık, iş birliği yetenekleri ve kendini geliştirmeye açıklık da hızla değişen dünyamızda tutunabilmemiz için epeyce kritik. Bunların tümünü düşündüğümüzde eğitim sistemlerinin ve iş dünyasının, bireyleri bu yeni çağa hazırlamak adına sürekli gelişen taleplere uyum sağlaması ciddi bir önem taşımaktadır. 

İnsanlar toplantı yapıyor resmi

Aynı zamanda gelecekte, insana özgü niteliklerin ve yeteneklerin önemini vurgulayan bir iş ortamıyla karşılaşabiliriz. Her tarafımızı saracak yapay zeka ve diğer teknolojilerin yanında insan emeğinin geçtiği bazı işlerin daha da önem kazanması yüksek olasılıklardan biri. Çoğu sanat ve spor dalında yapay zekayla replikası yerine getirilebilse de insan figürü içinde bulunduğu zaman yeri değiştirilemez olarak görülebilir. Geleceğin iş dünyası, sürekli değişim ve yenilikle şekillenecek. Bu nedenle, bireylerin sürekli öğrenme kültürünü benimsemeleri ve kendilerini sürekli olarak geliştirmeleri gerekiyor. Bu dönüşümü başarıyla yönetmek, eğitim sistemlerini adapte etmek ve iş dünyasında esneklik ve sürekli öğrenmeyi teşvik etmek, hem bireylerin hem de toplumun bu yeni çağa uyum sağlamasını sağlayacak temel unsurlardır. 

Yapay zeka teknolojilerinin istihdam süreçlerine entegresi, iş dünyasında önemli değişimlere neden olurken, bu değişimlerle birlikte etik ve hukuki sorumluluklar da ortaya çıkmaktadır. En basit meselelerden biri gibi gözüken işe alım süreçlerinde adil ve şeffaf olma sorumluluğu bile şuan geliştirilmesi ve yol kat edilmesi gereken bir süreçtir. Bir diğer konu ise yapay zeka, büyük miktarda veri kullanarak çalışır ve bu yolla ortaya ürün koyabilir. Ancak, bu verilerin güvenliği ve gizliliği büyük bir meseledir ve hem bireysel hem toplumsal olarak bize endişe duydurur. Hukuki sorumluluklar, işverenlerin ve yapay. zeka sağlayıcılarının, kişisel verilerin korunması konusundaki yasal düzenlemelere sıkı bir şekilde uymalarını gerektirir. Çalışanların özel bilgilerinin güvenliğini sağlamak, etik ve hukuki bir boyuttur ve hafife alınamaz. Henüz bu teknoloji günümüze göre yeni olmasına rağmen üzerine yasa kabul ediliyorsa ilerde nasıl bir boyut alır şuan belirlemesi zor.

İnsan ve yapay zeka arasındaki iş birliği, birlikte çalışan taraflar arasında sorumlulukları belirleme ihtiyacını ortaya çıkarır. İşverenler, çalışanlara yapay zekayı nasıl etkili bir şekilde kullanacaklarını öğretmeli ve bu teknolojiyle etik bir şekilde etkileşimde bulunmalarını sağlamalıdır. Yapay zekanın istihdam üzerindeki etkilerinde kontrolü sağlayabilmek çalışmalar yapılması ve en güvenli hale getirilmesi büyük bir çaba istiyor. Burada da geliştiriciler başta olmak üzere çoğu kişiye sorumluluk düşüyor. 

Bir robot ve bir insan

Yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ülkelerin küresel rekabette bir adım öne çıkmasına yol açabilir, kullanımının yayılması ülkelerin ekonomik büyümesine katkıda bulunabilir. Baktığımızda iş gücünün beceri setlerinde çeşitliliğin ve sürekli öğrenme ihtiyacının artmasına yol açar. Bir diğer yarar ise, iş dünyasında uzaktan çalışma ve sanal iş modellerinin yaygınlaşmasını hızlandırmasıdır. Böylece, küresel iş gücünün daha esnek ve çeşitli olmasına olanak tanınır. Buna ayak uydurabilmek için gelişim, işbirliği ve adapte olma becerileri önemli hale gelmektedir. 

Yapay zeka ve istihdamın geleceği şu an bir nevi karmaşık gözükse de gelecekte oluşan durumları oldukça normal karşılayacağımız neredeyse kesin. Bilgiye dayalı, etik değerlere uygun ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için eğitim, iş dünyası, teknoloji geliştiricileri ve insanlar arasında güçlü bir işbirliği şarttır. Tüm bunları verimlerinden yararlanıp zararlı yanlarını engelleyebilmek, yapay zekanın potansiyelini en iyi şekilde kullanmak ve bu teknolojinin getirdiği zorlukları aşabilmek gün sonunda bizlerin elindedir.


Yorumlar


bottom of page