top of page

Eğitim ve Ekonomi

  • Duru Demirhan
  • 28 Şub 2024
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Eyl 2024

Eğitim başta çocuk ve gençler olmak üzere her bireyin bilgi, beceri, anlayış ve değerleri kazanmalarını sağlayan bir süreç, öğretim faaliyetidir. Genellikle okul, üniversite veya benzeri eğitim kurumları aracılığıyla gerçekleştirilen yapılandırılmış bir süreçtir, ancak eğitim her yerde ve her zaman gerçekleşebilir. 

Eğitim, bireylerin yeteneklerini geliştirerek potansiyellerini ortaya çıkarmalarını, topluma faydalı bireyler olmalarını ve yaşamlarını daha iyi bir şekilde sürdürebilmelerini sağlar.  Eğitim, bireylerin öğrenme sürecine katılarak bilgi edinmelerini, düşünme becerilerini artırmalarını ve toplumsal değerlere uyumlu bireyler olmalarını sağlayarak bireyleri ülkeye kazandırır. Eğitim gören kişi kendi kapasitesinin farkına varır ve kendini her bakımdan donatmaya çalışarak yeni özelliklerini öğrenip geliştirir. Aynı zamanda yeni ilgi alanlarının gelişmesine yardım ederek hayatı daha zevkli ve ilginç kılar. Eğitim görmeyerek bu tür ilgiler geliştiremeyen kişiler için hayat gerçekten sıkıcı olmaktadır. Çünkü günlük hayat tekrarlarla dolu olmaya başlamıştır. Yeni olan şeyler bizde heyecan uyandırır ancak yeni olan her zaman yeni kalamaz. Bunun için de yeni şeyler keşfetmek öğrenmek gerekir. Kişinin yerinde saymaması gerekir. Ancak eğitim sayesinde yeni keşiflere heyecanlanan insanlar bu sayede günlük hayatın monotonluğundan sıyrılarak kaliteli bir yaşam sürebilir. Eğitim her şeyle olduğu gibi ekonomiyle de temas içerisindedir. Çift taraflı olan bu etkileşim biz fark etmesek de günümüzün en önemli konu başlıkları arasında  girmiştir.

ree

Küreselleşme ve uluslararası ticaret, ülkelerin ve ekonomilerinin birbirleriyle rekabet etmelerini gerektirir. Ekonomisi güçlü ülkeler, diğer ekonomilere karşı rekabet avantajı ve karşılaştırmalı üstünlükler elde ederken, tek bir ülkenin belirli bir sektörde uzmanlaşması nadir görülen bir durumdur. Gelişmiş ekonomi, küresel pazarda farklı rekabet avantajları ve dezavantajları olan çeşitli sektörlerden oluşur. Bir ülkenin iş gücünün eğitim ve öğretim düzeyi, o ülkenin ekonomisini ortaya koyan önemli bir etmendir. Eğitimli bireyler kendi ülkeleri için, diğer ekonomisi güçlü ülkelerle rekabette büyük bir artı sağlayacaktır.

Eğitim düzeylerindeki farklılıklar rekabette olduğu gibi gelişmişlik açısından da önemlidir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri birbirinden ayıran önemli bir etkendir. Coğrafya ve kullanılabilir kaynaklar gibi diğer etkenler burada rol oynasa da iyi eğitimli çalışanlar, ekonomi ve pozitif dışsallıkların tamamında etki sahibidir. şirketlerin tümü, çalışanları istihdam edebilecekleri nitelikli iş gücü havuzuna sahip olma gibi dış etkenden faydalanır. Bazı durumlarda, nitelikli iş gücü büyük oranda belirli bir coğrafi bölgede yoğunlaşmış olabilir. Bunun sonucunda benzer işletmeler, nitelikli çalışanları sayesinde aynı coğrafi bölgede toplanabilir. Bu durum diğer ülkelerde olumsuz sonuçlar doğurabilir. 

Nüfusunun büyük bir kısmı eğitimine devam eden veya bir okuldan mezun olan vatandaşlardan oluşan ülkeler, daha az eğitimli çalışanların bulunduğu ülkelere göre, daha hızlı bir ekonomik büyüme gösterirler. Sonuç olarak birçok ülke, ekonomik performansı iyileştirmek için ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde eğitime yönelik finansman sağlamaktadır. Bu anlamda eğitim, daha iyi bir ekipmana yatırım yapmaya benzer şekilde beşeri sermayeye yapılan bir yatırımdır. Bu durumda eğitimli bireyler sadece ülke ekonomisine katkı sağlamakla kalmayıp ülkenin ekonomik büyüme hızına da katkı sağlıyor.

ree

Kalkınmanın beyni olan bireyin bilinçlenmesi; arama, çalışma, öğrenme ve düşünme isteği ile donatılması gerekir. Bunun için, sosyo-ekonomik gelişmenin en önemli itici gücü ve verimlilik artışının en önemli unsuru, toplumun ve işgücünün eğitim düzeyidir. Nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanması, dışa açılma ve uluslararası rekabet gücü kazanma çabası içinde olan ekonomimiz için hayati önem taşımaktadır. Ekonomi ile eğitim arasındaki ilişki kalkınma kavramı üzerinde odaklanır. İş gücünün verim düzeyinin yükseltilmesi, sürdürülebilir sosyal ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi ve hızlandırılması, değişmenin ve gelişmenin anahtarı olan eğitimin görevi olduğu bir gerçektir. 

Sonuç olarak iyi bir eğitim ekonomiye pek çok açıdan fayda sağlamaktadır. Ayrıca sürdürülebilir ekonomik kalkınma sağlanması için de eğitim çok önemlidir. Bu sebeple eğitim ülkeler için büyük bir yatırım kaynağı olmaktadır. Ülkenin kalkınması için eğitimli, alanında uzman kişilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla birlikte aynı zamanda ülkemizde ciddi bir beyin göçü sorunu da iyice kendini hissettirmektedir.  Alanında uzman kişiler diğer ülkelere giderek o ülkelerin ekonomisine katkı sağlarken göç veren ülkeler beyin göçünün ağır ekonomik sonuçlarına katlanmaktadır. Bunu önlemek için ülkemizin her türlü mesleğinden kişilere gerekli istihdamı sağlaması  artık bir tercih değil gereklilik meselesi haline gelmiştir. Geleceğin doktorları, iş insanları, avukatları, öğretmenler ive  savcıları olan gençlerin gelecekleri ve eğitimleri için ise şimdiden yatırım yapılması bir diğer önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.


Kaynakça

Hasgül, Görkem. Erişim: 21 Ocak 2024. https://istanbulbogazicienstitu.com/egitim-nedir

Tutaysalgır, Hikmet. Erişim: 23 Ocak 2024. https://egitimteknoloji.net/dunyanin-en-iyi-20-egitim-sistemi/

Çakmak, Özlem. Erişim: 25 Ocak 2024. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/787153

Çelikkaya, Hasan. Erişim: 26 Ocak 2024. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1948




Yorumlar


bottom of page